Zorlu faaliyetler verimliliği etkiler
Birçok gemi zorlu ve karmaşık ortamlarda bulunur veya gövde kirlenmesinin verimlilik üzerinde belirgin bir etki yaratabileceği ve yakıt maliyetlerini artırabileceği zorlu operasyonel profillerde işletilir.
Yüzlerce yıldır gemi sahipleri, gemilerini yosun ve canlı oluşumuna karşı koruma niyetiyle doğayla mücadele ediyor. Bugün, biyolojik kirlenmeyi önlemenin amacı sadece gemileri gövde hasarına karşı korumak veya fazladan ağırlık ve düşen hız nedeniyle kazanç kapasitesindeki kaybı engellemek değil.
Gemi sahipleri, yeni düzenlemelere uymakla birlikte aynı zamanda çevreyle ilgili meseleleri kabul etmenin, kamusal farkındalık arttıkça kendi çevre referanslarını hayata geçirmek isteyen müşteriler için gemilerinin ve hizmetlerinin cazibesini artırabileceğini anlıyor.
Denizcilik sektöründe birbiriyle bağlantılı iki büyük çevre sorunu, sera gazlarının (GHG) azaltılması ve biyolojik kirlenme aracılığıyla istilacı türlerin aktarımının engellenmesi.
GHG emisyonlarını azaltma zorunluluğu halihazırda Enerji Verimliliği Tasarımı Endeksi (EEDI), AB CO2 İzleme, Raporlama ve Doğrulama (EU MRV) ve yakıt tüketimi ile ilgili IMO Veri Toplama Sistemi (DCS) gibi düzenlemeleri beraberinde getirdi. Bu yıl Uluslararası Denizcilik Örgütü'ndeki (IMO) MEPC, büyük gemilere yönelik EEDI gerekliliklerinin daha katı hale geldiğini ve üç yıl öne çekildiğini gösteren yeni tedbirler aldı.
Veri toplama tedbirleri, bazıları tarafından bürokrasi işini artırdığı şeklinde algılansa da uzun vadede AB'nin karbon emisyonlarıyla ilgili bir çeşit vergi koyacağına kesin gözüyle bakılıyor. Uluslararası düzeyde, karbon emisyonlarıyla ilgili daha kapsamlı bir düzenleme görmemiz an meselesi gibi görünüyor. Uluslararası Denizcilik Örgütü 2018'de, 2050'ye kadar sera gazı emisyonlarını 2008'e kıyasla %50 oranında düşürmek üzere dönüm noktası niteliğinde bir anlaşma yaptı.
Tür aktarımının önlenmesi, Uluslararası Denizcilik Örgütü'nün bir diğer amacı ve 2004 Balast Suyu Sözleşmesi aracılığıyla kısmen sağlanıyordu. Ancak, tür aktarımının başlıca taşıyıcısının gemi gövdeleri ve çapa zincirlerindeki biyolojik kirlenme olduğu kabul ediliyor.
Bu yolla tür aktarımının zararlı çevresel etkileri azaltma amacı, Uluslararası Denizcilik Örgütü'nü istilacı su türlerinin aktarımını en aza indirmek için gemilerin biyolojik kirlenmesinin kontrolüne ve yönetimine yönelik Yönergeler hazırlamaya itti. Bu yönergelerin amacı, biyolojik kirlenme yönetiminde küresel olarak tutarlı bir yaklaşım sağlamaktır ancak şu anda bu yönergeler, bayrak devletlerinin kararnameleri olmadığı sürece zorunlu değildir.
Uluslararası Denizcilik Örgütü'nün 2018'de GloFouling programını başlattığı göz önünde bulundurulduğunda, yönergelerde ayrıntılarıyla açıklanan tedbirlerin eninde sonunda zorunlu hale gelme olasılığı yüksektir. Programın yapısı, balast anlaşmasının Uluslararası Denizcilik Örgütü'nde yönetilme sürecini kopyalamaktadır. Başta, bazı gemilerin yoğun kirlenme nedeniyle limana girişinin reddedildiği veya yasaklandığı olayların görüldüğü Yeni Zelanda olmak üzere bazı ülkelerin halihazırda biyolojik kirlenmeye ilişkin kendi gereksinimleri bulunmaktadır.
Yeni Zelanda modeli 2018'de kullanılmaya başlandı ve dünya genelinde benimsenen en iyi uygulama örneği olabilir. Yakındaki Avustralya da bir danışmanlık uygulaması yaptı ve benzer tedbirleri uygulamaya başlamayı planlıyor. California, 2018'de yerel yasaların çıkarılmasıyla birlikte biyolojik kirlenme düzenlemelerinin halihazırda uygulanmakta olduğu diğer bir yer.
Yeni Zelanda yasaları kapsamında bir geminin varış bildirgesi hazırlaması gerekir ve önceki durağan dönemler sırasında gövde kirlenmesini yönetmek ve azaltmak üzere alınan tedbirlere ilişkin kanıt talep edilebilir. Zararlı biyolojik kirlenme olduğuna dair şüphe duyulması halinde gemilere kara sularını derhal terk etmesi emredilebilir. Böyle bir durumdan kaçınmak için varıştan önceki 30 gün içinde gövde temizlenebilir veya geldikten 24 saat sonra işlem yapılabilir. İşlem sırasında organizmalar ve bitkiler, yakındaki diğer gemilere veya yapılara geçebilecekleri şekilde ortama bırakılıyorsa gövde temizleme hizmetlerinin kendi çevresel zorlukları da oluşabilir.
Birçok gemi zorlu ve karmaşık ortamlarda bulunur veya gövde kirlenmesinin verimlilik üzerinde belirgin bir etki yaratabileceği ve yakıt maliyetlerini artırabileceği zorlu operasyonel profillerde işletilir.
Birçok gemi sahibi ve operatör, antifouling boyaya ve operasyonel tedbirlerin bir araya geldiklerinde verimliliği etkilediğini kabul eder ve ağırlıklı olarak, farklı ürünlerle ilgili deneyimlerine dayanarak karar verirler.
Jotun'un Gemi Gövdesi Temizleme Çözümleri, kesintisiz gemi gövdesi performansına yönelik çığır açan bir yaklaşım oluşturur. Bu yaklaşım şöyle çalışır:
A video is being shown
An image is being displayed
A brochure is being displayed